|
Büyük Öğrenci Projesi kapsamında Dokuz Eylül Üniversitesinde
eğitim gördükten sonra 2003 yılında mezun olan ve 2004 yılında
Bulgaristan'da Loznitsa Belediye Başkanı seçilen Ayhan Haşimov ile
Sarnıç Belediye Başkanı İsmail Acar işbirliğine giderek Sarnıç
Remzi Doğan İlköğretim okulu ile Loznitsa Seydo Köyü Videlina
İlköğretim okulu arasında kardeş okul projesi geliştirmişler.3
yıldır karşılıklı ziyaretlerde bulunuyorlardı.
Bu yıl etkinliklerine bizi de davet ettiler. İsmail Acar Beyi
programımız vesilesi ile tanıyorum konuşmak yerine çalışmayı tercih
eden biri.
Hal böyle olunca daveti üzerine kimlerle ve ne ile gidileceğini
sormadık bile çorbada bizim de tuzumuz bulunsun diye. Açık konuşmak
gerekir ise, çocuklar ile bir yolculuk olduğunu öğrenince
düşünmedim değil.
Loznitsa, Deliorman bölgesinde. Çoğunlukla Pomaklar
yaşıyorlardı gittiğimiz yerlerde.
Nedendir bu Balkanların insanların yüreğine dokunuşu?
Nedendir ırak denilen yerlerin insanın içinde oluşu?
Neden bu insanlar Türkleri görünce ışıl ışıl ışıldıyorlar?
Cevaplarını bilsekte biz bu soruların, Pomakların sordukları
çok sorular var, haberdar olmadıkları için soramadıkları soruları
olduğu gibi.
İsimleri Müslüman adı olsa da dine ait bilgileri yok. Bir
yerlerde kala kalıyorsun bu durum
karşısında. Sorumluluk kimin olmalı, tarihi sorumluluğu
kimler taşıyacak. Türkçe, Pomakça,Bulgarca kelimeler iç içe.
Önceleri köylere, yerleşim yerlerine girdikçe cami,minare arıyordu
gözlerim sonraları o düzlüğe alışıyorsun. Her karşılaştığımız iki
kişiden biri Türkçe konuşuyordu.
Avrupa Birliğine girselerde gelirleri ve alım
güçleri düşük. Yoksul ve çaresizler. Ahlaki değerleri zayıf.
Mütemadiyen alkol tüketiyorlar, beyni uyuşsun insanların diye
herhalde alkol çok ucuz.
Biz Türkiye de dünyanın cennetine doğmuşuz ve yaşıyoruz.
Bunları gördükten sonra Ayhan Haşimov ile İsmail Acar'ı ve onlar
gibi düşünen, Türk Dünyasına gönül vermiş nice insanı daha iyi
anlıyor insan.
İlk ziyaretimizi Şumnu'da Beyhan Mehmet'e yapıyoruz. Beyhan
Mehmet'te Büyük Öğrenci Projesi Kapsamında Konya Selçuk Üni.
İlahiyat Fakültesinde okumuş ve şimdi Şumnu da. Tombul
Camii ve caddenin karşısında Medresetün Nüvvab yer
alıyor. Beyhan Mehmet, huzurlu, umutlu.
Güzel işlere imza atanları gördükçe bizimde içimiz umutla
doluyor fakat huzur yerine hüzünle.
Yine bir yol hikayesi ve yine yolda tanınan insanlar. Neden
karşında dururken tanımazsın insanları da yolda tanırsın? Yola
çıkış amaçları, yürüyüşleri bir anda başkalaştırıyor
insanları. Ya yerleri dolduramaz diye düşünüyorsun ya da lanet
olsun diyorsun.
Vedat Delice ve Cemal Büyüker'i de yolda
tanıdım. Değerlendirmeleri, adım atışları ile onlarda vefalı
insanlardan.
Loznitsa Seydol köyü Videlina okulunu gezerken, diğer yerleri
dolaşırken ilginçtir ki Sarnıç taki Remzi Doğan okulunu merak ettim
acaba nasıl diye. Vedat Delice gibi insanların, günümüz eğitim
anlayışı içinde örnek yerini alması gerekir.
İzmir e döndüğümüz vakitte hemen Remzi Doğan İlköğretim okulunu
görmeye gittik. Tertemiz, pırıl pırıl. Sınıfları, lavaboları
temizlik kokuyor. Öğrencilerin su içeceği çeşmeye arıtma
sistemi kurmuşlar. eğitim için gerekli bir çok şeyi
sağlamışlar. Kaç okul müdürü, müdür odasını donatmadan
eğitim araç gereci sağlar çok merak ediyorum. Vedat
Delice makam odasına mobilya tedarik etmemiş fakat sınıfları
donatmaya çalışmış.
Dinko Hıristos ta Loznitsa Seydol Köyü okulu müdürü. O da Vedat
Delice gibi eğitime öğrenci tarafından bakıyor. Okuluna hayvanat
bahçesinin yanısıra, Pomakların üretim ve hayat tarzına ait
malzemeleri toplayarak müze kurmuş.
Dinko Hristos'un odası doğal müze gibi, Hristiyanlığı temsil eden
semboller resimler de var makam odasında.
"Yerin altında, üstünde bir hayat olduğu gibi gökyüzünde de
bir hayat var "diyor. Bir gözlemevi kurmuş Loznitsa nın en
yüksek yerine bir de teleskop almış, çocuklara gökyüzünü
izletiyor" Gözlemevini kurduğu yer için "burada kendimi
Tanrı ya daha yakın hissediyorum diyor"
Dinin bizim için önemi ne? Müslüman adı taşıyarak Hristiyanlığı
yaşayan Pomaklar için önemi ne?
Yıllarca o insanlardan bihaber yaşayıp sonra da türlü
değerlendirmelerde bulunmak, işte bizim yaptığımız.
Razgrad Deliorman Televizyonunu da ziyarete gittik.1,5 yıl önce
kurulmuş. Sahibi Ahmet Kulici. Çok güzel bir sistem oturtmuş.Yayın
akışları planlı, amaçları, programları çok güzel.
Bulgaristan da Şumnu, Razgrad, Velikotırnova, Silistre, Varna,
Burgaz'a gittik.
Seydol köyünde dolaşırken insanların isimlerini
soruyordum. Birisinin adı da Ayşe idi.
Benim adımında Ayşe olduğunu belirttim.
Biz döneceğimiz vakit Seydolu Ayşe bana hediye vermek istedi.
Bir tabağın ortasına hazırladığı tatlıya yumurta
büyüklüğünde domuz şekli vermiş, yanlarına ceviz
büyüklüğünde tatlılar koyup üstünü minik yeşil yapraklar
ile süslemiş.Tercümanlık yapan öğretmen bunu senin için getirmiş,
"erimeden yenmesi gerekirmiş fakat istersen
yeme" diye ilave etti.
Pomaklar bizi bekliyorlar, bizleri görünce ışıldayan gözleri ile.
Artık bilmiyordum demek gibi bir seçeneğimizde yok.
Bizler gitmez isek oralara, Ayşeler, Havvalar, Cemileler
olduğunu görmezden gelirsek, gönül rahatlığı içinde yaşayabilir
miyiz?
Ayşegül Aran
|