|
|
Zile'ye gitmek için 8 ekimde İzmir havalimanından İstanbul'a
gittik.İstanbul'da Tokat uçağına binmek için bekler iken bir grup hocanın
konuşmalarını duyuyordum, normal zamanlarda ben çoktan o hocalar ile iletişim
kurar idim. Fakat bu seyahat normal zamanlardaki gibi değildi, işin içinde
Zile ve Zile'yi anlatmaya görmeye gelen daha önceden hiç gelmemiş insanlar
var ve Zile benim memleketim. Ya beğenmezler ya güzel vakit geçirmezler ya ya
ya diye uzayıp giden endişelerim vardı ve ben çok heyecanlı idim. Tokat
havaalında Mehmet Yardımcı ve Necmettin Eryılmaz bizleri karşıladı, tanıştırıldık.

Zile'ye geldik. Zile pırıl pırıl parlıyordu. Acaba bu Zile başkaları
gelince mi böyle ışıldıyor? Önce Turhal yolundaki belediyenin restore ettiği
eve gittik .Eski zamanlarda oturduğumuz yeşillikler bakınca nasıl da bağ
oluyor. Necmettin Eryılmaz'ın anlattığı olaylar karşısında gülmekten kahkadan
insanların gözyaşlarını sildiklerini görüyorum. Necmettin Bey'in yanında Cem
Yılmaz, Beyaz solda sıfır kalır. Turistlere nasıl rehberlik yaptığından
tutunda TRT 2.kanala geçtiği zaman görüntü alabilmek için Zile Kalesi'ne
kurdukları 8 mt çapındaki çanak anten ile Zile içine yaptıkları yayın için
yaptığı çekim ve montaj aşamaları ve programı tamamlaması Necmettin Bey'in
mizahı bakış açısı ile başlı başına bir olay. Benim Zile'de Basın Yayın
notlarım arasında muzipçe yer alan bir anı hikaye.

Sonra Cahit Koççoban takma adı ile Pekosvil. Kınalı Kuzu heykelini yapan
kişi. Çok ilginç bir adam. Birgün dedim ki Cahit Bey'e Senin heykelin
kolunu nasıl yapmışsın öyle . Bir an sessizlik oldu, sanki biraz üzüldü, Farketmedin
demekki. Annenin oğluna git artık demesini ifade ettim ben. Bu sefer ben
boynumu büktüm,Sayın Pekosvil haklıydı.
Konuk Hocalar Zile'yi çok sevdiler. Burası Türk kokuyor diyorlar. Kültürü
tarihi ile Türk. Ey şanlı Zile daha ne isterim ki? Bizim yıllarca üzüldüğümüz
Alaca yolu iyi ki açılmamış, hocaların görüşüne göre o yol yapılsa bu Zile
böyle Türk kalmazdı. Ey güzel Allahım her hayrında bir şer, her şer'inde bir
hayır bu olsa gerek. Türk kokan Zile. Aman Allahım Olmaz böyle bir şey. Türk
kokan Zile ve buram buram Türk kültürü. Bizim gözümüzü gönlümüzü fetheden
Zile'nin büyüsü, bu imiş. Nereye gider isek bizi kendine çeken, ruhumuzu
doyuran, soluduğumuzda bizi sarhoş edip yeniden görmek için sızım sızım
içimizde dolaşan buymuş demek.
Şaka ile karışık yüksekokul da var burda diyorlar. Ben Onları ilk gördüğümde
acaba Zile'yi beğenirler mi diye tereddüt yaşar iken Onlar Zile'ye hayran
kalıyorlar. İki yılda bir bu sempozyumun yapılmasını öneriyorlar. Cemalettin
Dinçer bey her yıl yapalım hocam ben Zile'nin hizmetindeyim diyor. Cemalettin
Bey de sevdalanmış Zile'ye. Ey güzel Zile... Etrafında sevenlerin ve senin
sevdiklerin.
Dinçer Kardeşler Zile'ye hizmet ettikçe, Allah Cemalettin Bey'in birini bin
etsin gani gani rahmet versin.
Başkan Amasya caddesine götürüyor bizi. Terkedilmiş evler sanki dile gelmiş
hoşgeldiniz diyor. Duygulanıyorum yıllar öncesinden insanlar, sesler aklım
karışıyor. Böyle anlarda yüreğim beni dinlemiyor, gözyaşlarıma hakim
olamıyorum. Kepçe yolda çalışıyor sanki benim kalbim parçalanıyor. Halimi
farkeden Murat Bey üzülme diyor buralar çok güzel olacak, duygulanmamak
elde değil işte. Onarılan evler kimbilir ne anılar götürüyor yarınlara.
Kadir Demirtola evinden inip buyrun diyor size çay demleyeyim ve ayaküstü
şahane dizeler dökülüyor Kadir Demirtola'nın yüreğinin sesi konukların
yüreğine, Zile'nin yollarına dökülüyor.
Necmi Bice Bey konukları yalnız bırakmıyor, sempozyum öncesinde, sonrasında,
uğurlama esnasında. Orhan Özkaleli ve Hüseyin Berberoğlu konuk hocalar ile
ilgileniyor, konuklar memnun.

Zileliler sevdalı Zile'ye. Fişekçioğlu dinlemeye geliyor sempozyumu ve
sempozyuma katılan hocalara bir şiir yazmış. Gel yarın hocalara oku diyorum.
Nurhan Girgeç'i gösteriyor Biz bu kızı öşbe mektebine boşa mı gönderdik
O okusun diyor. Güzel Zile'nin kıvrak zekalı güzel insanları. O şiiri ve
sempozyum ile ilgili diğer konuları başka bir gün paylaşalım sizler
ile.
İzmir'e döndükten sonra işyerinde arkadaşlara anlatıyorum, niye bize de
söylemedin biz de gelir çekim yapardık diyorlar.
Ben nerden bilirdim bizim mahzun Zile'nin bu kadar işveli, cilveli, nükteli
halleri olduğunu. Hepinizi saygı ile selamlıyorum.
Ayşegül Aran
|