|
|
Zile'de Ebru sanatı ile ilgilenen böyle değerli bir çalışma yapan
arkadaşımızı bize tanıttığınız için Sayın Abbas Bey,teşekkür
eder, Hülya ATAY Hanıma, güzel ve değerli çalışmalarında başarılar
dilerim.
Ebru Sanatı içinde barındırdığı özellikleri nedeni ile bizim için ayrı bir
yer teşkil eder.
Hülya hanımın bu çalışmasına binaen ben de aşağıdaki satırları paylaşmak
istedim.
EY AŞK...
Gönlümdeki, zihnimdeki gelgitleri aldım elime. Yansıtmasını istedim
sudan.
Su dedi ki,
"-Ben saf bir suyum, katışıksız, oysa sen onca gelgitlerinle öyle
karmaşıksın ki, renkleri al gel yanıma, beni yansıtıcı yap fakat senin
korkularına, sevinçlerine ancak sığırın ödü dayanır, yansıtır yalnız başıma
beceremem.
Sığırın ödü bile dayanamadı her gün katlanarak büyüyen duygularıma,
"-Kaynat beni, ancak kaynayınca dayanırım acılarına, sevinçlerine.
Tekneye dedim ki " Sana dökebilir miyim zihnimde, gönlüm de ne
varsa?
Dök dedi tekne fakat:
-Her gidişte döndüğün yer aynı mı? Her gidişte döndüğün sen aynı sen mi?
Dedim ki
-Her gidişte daha bir kendime dönerken ben aynı ben mi?
Her gidişten sonra kelimeler, manalar, anlamlar aynı mı ki ben aynı olayım?
Ne ben, ne mekan, ne de anlam yüklediklerim, değerce aynı.
O nedenle dedi tekne,
"-Her sefer kendi seferidir, bir diğeri ile aynı olamaz.
Benim için kolay, ben unuturum gider, sen beni döküp kaldırınca. Oysa Senin
kalbin var, Sen unutsan da gönlün unutmaz o yüzden gelişlerinde, gidişlerinde
kalbini koru."
Teknenin başındayım, tek Seni düşünüyorum.
Beni yarattığın günden beri Seni düşünüyorum.
Ey Aşk, daha bu aleme gelmeden önce, Sana söz verdim.
Benim sevgim katıksız, bırak ispat edeyim dedim. Sana aşkımı ispat için,
Senin için düştüm yollara, nihayetinde Seni görmek için. Benim için Sen,
ruhumun gelgitlerini yansıttığım renk cümbüşünden, hayatı usul usul
betimlediğim fırça izlerinden yansıyan olabilir misin?
Göstermelik işte benim aşkım. Öyle sabırsızım ki, o muhteşem vuslat gününe
değin bekleyemem, Seni görebilmeyi her şeyden daha çok istediğim halde, nefsimin
azgınlığından takılıp kaldığım onca bahanem var ki. Bu bahanelerimin Sana
gelen yolda ayak bağı olduğunu bile bile nankörce yaşıyorum. Beni yarattığın
günden beri tek yaptığım şey düşünmek. Elim kolum bağlı, yalnızca
düşünüyorum.
Bosna'da, Darfur'da, Afganistan'da, Irak'ta, Filistin'de, Seni Son Kitabın
ile sevdiğini söyleyenlerin yaşadığı topraklarda acı, açlık, sefalet,
tecavüz, soykırım var .
1400 yıldır gittiğim her yerden döndüğümde daha zorda, daha çıkmazdayım.
Gönlümdeki renkler damla damla düşerken tekneye, tek Seni düşünüyorum.
Kalbim yerinden fırlayıp teknede erimek istiyor. Gözlerim damlalar sunuyor.
Benim Teknemin içinde kan, acı , gözyaşı, çığlıklar fırçanın ucunda
dolanıyor.
Bu dünya da Senin teknelerinden biri.
Benim tekneme, kan, acı, çığlık ve gözyaşının içine kattığım, küçük
sevinçler ve ümitler hakim oluyor. Seni gördüm sanıyorum. Kimi
zaman
hep öyle kalmak istiyorum, Seni düşündüğüm her yerde olduğu gibi.
Ya Senin teknen.
Ey Aşk ne olur, siliver dünya teknesindeki acıyı, gözyaşıyı desem de
biliyorum ki, bu dünya teknesini kirleten, bulandıran bizim çamurlarımız,
kinimiz, tembelliğimiz, vurdumduymazlığımız.
Saygı ve Selamlarımla
Ayşegül Aran
|